KADIN VE MAKYAJ


Makyaj dendiğinde aklıma gelen ilk şey.Özgüven oluyor.Bir kadın kendini ne kadar güzel hissederse o kadar özgüveni var demektir.
Güzellik, güç, şehvet… Kadını tanımlamak için 3 sözcük seçin deseler bıkmadan seçeceğim 3 sözcük de bu olurdu. Kadın ana, kadın aşçı, kadın savaşçı… 21. Yüzyılın kadınıysa her zamankinden güçlü, her zamankinden rekabetçi.
Peki ya makyaj ne makyaj nasıl ortaya çıktı?Makyaj kişinin kendini değiştirmek için kullandığı malzemeye ve uyguladığı tekniğe denir aslında. Kişinin yüzüne ya da vücudunun herhangi bir bölümüne uyguladığı bir modifikasyona, kusursuz olmayan yerlerini saklamak için uygulayacağı mükemmel maskeye denir. Evet, yanıt bu işte: Makyaj kişinin maskesidir. Ve bu maskenin çıkış nedeni ise benzeme içgüdüsüdür, bir başka deyişle kamuflaj. Binlerce yıl önce keşfedilen makyajın tek amacı benzeme içgüdüsüydü.Milattan öncelere bir yolculuk yapalım. Makyajın en sade ve en basit zamanına gidelim. Düşünün: Açlığı düşünün, soğuğu düşünün ve hayatta kalmak için verilen mücadeleyi düşünün. Bir erkek ve bir kadın hayal edin yan yana. Vücutlarını gözünüzün önüne getirin.  Erkek vücudu çok daha ürkütücü değil mi? Kıllı bir göğüs, kolayca kaslanmış kollar, sakallar, upuzun kirpikler… Ya kadın? Akla gelen vücut narin ve güzel değil mi? Kadın ne yapabilirdi bu durumda? Kadın da aklını kullanırdı. Kadın makyaj yapardı. Yıllarca makyaj bu şekilde avcılıkta kullanıldı. Yüzlerine bilumum boyayı sürüyorlar ve ava çıkıyorlardı aynı erkekler gibi. Ve inanın işe yarıyordu. Kadın da en az erkek kadar işe yarıyordu. Kadın anaydı, kadın aşçıydı ve kadın artık avcıydı. Makyaj onun küçük hayat kurtarıcısıydı.
Tabi bu bahsettiklerimiz yüzyıllar öncesine ait.Şimdiler de ise kadın kusurlarını kapatmanın yanı sıra güzelliğine güzellik katmak kendini güzel hissetmek için yapılan küçük bir yardımcı.
Şunu söylemeliyim ki makyaj bir yana insan kendini olduğu gibi sevdiği sürece doğal haliyle de kendini güzel ve özgüvenli hisseder.Kendimizi sevmemiz dileğiyle...

0 comments:

Yorum Gönder